İznik dünyasına hoş geldiniz
Mayıs 08, 2022 2 Dakika okuma
Türk çini sanatının tarihi ilk Müslüman Türk devletlerinden Karahanlılar'a kadar uzanmaktadır. Bu da çini sanatının bin yıldan fazla bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları çiniyi mimari süslemelerde sıklıkla kullanmış, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra Osmanlı Devleti'nin kurulmasıyla çini sanatında yeni bir dönem başlamıştır. Bursa'nın İznik ilçesinde başlamıştır. Oradaki yapımı azalınca Kütahya'da yapılmaya başlanmıştır.
İlk Osmanlı dönemi İznik çinileri Bursa Yeşil Camii ve Türbesi (1421), Bursa Muradiye Camii (1426), Edirne Muradiye Camii (1433) ve Çinili Köşk'te (1472) görülmektedir. Bunlar genellikle mozaik veya sırlı boya tekniğiyle üretilen çinilerdir. Bu dönemde koyu mavi, mavi, turkuaz ve siyah renkler hakim olmuş ve çoğunlukla geometrik desenler kullanılmıştır. Bu dönemde mimaride kullanılan duvar çinilerine kaşi, süsleme ve mutfak eşyası çinilerine ise evâni adı verilmiştir.
16. yüzyılda İznik'te üretilen çinilerde hem kalite hem de desen üretimi açısından büyük gelişmeler yaşandı ve Türk çini sanatı en parlak dönemini yaşadı. Osmanlılar mozaik gibi teknikleri terk ederek sır altı boya ve sır tekniğini geliştirdiler. Ayrıca saray nakkaşlığında yeni motifler geliştirilmeye ve üretilmeye başlandı. Kırmızı, yeşil, mavi, koyu mavi, turkuaz ve kahverenginin kullanılmasıyla İznik çinilerinde yeni bir dönem başladı.
Kütahya'da ilk çini örnekleri 14. yüzyıl sonlarında görülmeye başlasa da, çini sanatının asıl gelişmesi 16. yüzyılın ikinci yarısından sonra, İznik'in çini sanatının zirvesinde olduğu dönemde başlamıştır. Özellikle İstanbul'un çini ihtiyacını karşılamak amacıyla Kütahya'da çini atölyeleri kurulmuş, Osmanlı'nın gerilemesiyle birlikte İznik'te de çinicilik aynı hızla gerilemeye başlamıştır. 18. yüzyılda İznik'te çinicilik sanatının ortadan kalkmasıyla Kütahya bu alanda faaliyet gösteren tek yer olmuştur. Osmanlı'da çiniciliğin en güzel ve son örnekleri Hafız Mehmed Emin Efendi'nin elinden çıkmıştır.
16. yüzyılın sonundan itibaren İznik zanaatkarları ile imparatorluk sarayı arasında gerginlikler başladı. Çini ustaları, çoğunlukla Avrupa'dan gelen zengin özel şahıslardan gelen siparişleri yerine getirmek için giderek daha fazla enerji harcadılar. Osmanlı yetkilileri, çömlekçilerin imparatorluk için siparişleri tamamlamadan başka işler kabul etmelerini yasaklayan fermanlar yayınlayarak karşılık verdi. Ancak üreticiler bu karara uymakta isteksizdi. İmparatorluğun ekonomik sıkıntıları nedeniyle enflasyonun büyük bir yıkıma yol açtığı bir zamanda, Osmanlı yetkilileri çini fiyatlarını buna göre ayarlamayı reddetti. Sarayla yaşanan bu tür anlaşmazlıklar -doğal afetler ve yayılan hastalıklarla birleşince- 17. yüzyılın başlarında İznik üretiminin kalitesinin düşmesine neden oldu. Tasarımdaki yenilikler de aynı derecede güçlüydü, ancak teknik standartlar keskin bir şekilde düştü. Sır işçiliğinde kusurlar ve eksiklikler ortaya çıkmaya başladı ve renkler birbirine karıştı. 17. yüzyılın sonunda İznik'teki üretim sona erdi. 18. yüzyılda seramik endüstrisi neredeyse ortadan kalktı ve Kütahya önde gelen merkezi haline geldi.
Nisan 08, 2025 1 Dakika okuma
En yeni İznik çinilerini keşfetmek, özel tekliflerden yararlanmak ve Türk sanatının güzelliğini birlikte kutlamak için bize katılın.